up in the air

17.2.10


hemen hemen sürekli uçmak suretiyle, yerle ya da gerçeklerle başbaşa kalmaktan yırttığını zanneden bir garip adamın ‘görünürde’ hafif ve komik hallerini anlatırken, ‘görünürde ve gerçekte’ gayet ciddi mevzulara da değinmeyi ihmal etmeyen başarılı bir film..

yıllarca emek verdikleri şirketlerine gelen bir takım taşeron işlevli ‘yabancı’ adam ve kadınlar tarafından sürpriz bi şekilde işten çıkarılan zavallı insanların can havliyle ağızlarından çıkan itirazlar üzerinden komedi yapılacakmış izlenimi vererek, ilk bakışta rahatsızlık uyandırır gibi oluyorsa da, bütün bu acı gerçekler üzerinden hedeflediği şeyin, boka sarmış siyasal sistemin kendisi olduğunu içten içe hissettirmesiyle, olası olumsuz eleştirileri başlamadan bitirmesini de biliyor..
zaten bu film, tanıtım iddialarının aksine, komedi olmaktan epeyi uzak bir dram..

mevzuyu fazla değil birazcık zorlayarak filme daha ideolojik açıdan bakmak da mümkün: kişileri işinden kibarca kovanlar onların patronları değil, yine kendileri gibi bir patrondan emir alan ve her an işten atılma riskiyle yaşayan başka bir şirketin çalışanlarıdır.. daha açıkca söylemek gerekirse, tüm bu olan bitenler emekçilerin emekçilere kırdırılmasından ibarettir..

jason reitman'ın yönettiği filmde, george clooney her zamanki rahat ve usta oyunculuğunu sergilerken, vera farmiga, durumundan kaynaklanan gizemi başarıyla yansıtıyor.. genç ve hırslı, ancak insani hassasiyetlerini henüz yitirmemiş bir iş kadını olarak anna kendrick ise muhteşem..

0 yorum: